Kurana kimler dokunamaz ayet ?

Firdevs

Global Mod
Global Mod
Kur’an’a Kimler Dokunamaz? Bir Hikâyenin İçinden

Selam dostlar. Forumda bugün sizlerle paylaşmak istediğim bir hikâye var. Hani bazen ayetleri okurken sadece lafzını değil, ardındaki hikmeti de merak ederiz ya… İşte ben de “Kur’an’a kimler dokunamaz?” ayetini böyle düşündüm. Ve bu konuyu bir hikâye kurgusuyla, hem samimi hem düşündürücü bir şekilde sizinle tartışmak istedim.

Yolculuk Başlıyor

Bir zamanlar, Medine’de küçük bir sahabe topluluğu vardı. Hepsi genç, hepsi heyecanlı, hepsi Kur’an’a susamış. O günlerde Kur’an, ya hafızların dilindeydi ya da deri parçalarına yazılıydı. Bir gün bu toplulukta gençlerden biri, Kur’an’dan bir sahifeye dokunmak istedi. Ama aklına bir soru takıldı:

— “Biz Kur’an’a her durumda dokunabilir miyiz? Yoksa dokunmamızın da bir adabı var mı?”

Bu soru, o toplulukta uzun tartışmalara sebep oldu. Çünkü Müddessir Suresi’nden, Vâkıa Suresi’nden gelen işaretler vardı: “Ona, ancak temiz olanlar dokunur.” (Vâkıa 79)

Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı

Toplulukta stratejik bakışıyla tanınan genç sahabi Selman vardı. O şöyle dedi:

— “Bence burada mesele açık. Kur’an’a dokunmak için temiz olmak şart. Bu, bir düzen meselesi. Eğer biz bu düzeni bozarsak, gelecek nesiller Kur’an’a rastgele dokunur, saygı azalır. Stratejimiz şu olmalı: Kur’an’a ancak abdestli olarak dokunalım.”

Selman’ın bu çözüm odaklı bakışı, erkeklerin pratik ve stratejik tarafını yansıtıyordu. Onlar için mesele bir yol haritası çizmekti.

Kadınların Empatik Yaklaşımı

Toplulukta Hafsa isimli genç bir kadın sahabi vardı. O ise meseleyi daha empatik açıdan ele aldı:

— “Selman haklı olabilir, ama unutmamak gerekir ki Kur’an, sadece bir dokunuş meselesi değil, gönül meselesi. Eğer bir insan Kur’an’a muhabbetle yaklaşırsa, elleri değil kalbi temizse, Allah katında bu değerli değil midir? Biz ilişkilerimizi ve niyetimizi de göz önünde bulundurmalıyız.”

Hafsa’nın bu yaklaşımı, kadınların ilişki odaklı bakışını ortaya koyuyordu. Onlar için mesele sadece kurallar değil, aynı zamanda duygusal bağ ve niyetin temizliğiydi.

Farklı Görüşlerin Buluşması

Bir başka genç, Abdullah, tartışmayı toparlamaya çalıştı:

— “Belki de ikiniz de haklısınız. Kur’an’a dokunmak için abdest almak bir düzen ve disiplin işidir. Ama aynı zamanda niyet ve kalp temizliği de unutulmamalıdır. Yani bir strateji ve bir gönül birleşirse, işte o zaman Kur’an’a dokunuş gerçek anlam kazanır.”

Forum havasında düşünürsek, bu noktada erkek üyeler “kural ve strateji” derken, kadın üyeler “gönül ve niyet” diye yorum yapardı.

Mizahi Bir Ara Dokunuş

Düşünün ki bu tartışma bugünün forumunda geçiyor:

- Bir erkek üye: “Arkadaşlar, net konuşalım; Mushaf’a abdestsiz dokunulmaz, strateji budur.”

- Bir kadın üye: “Ama kalbi temiz olmayan biri, abdestiyle ne yapsın? Önce gönül temizliği!”

- Bir başka kullanıcı: “Ben PDF’den okuyorum, telefona abdest gerekiyor mu?”

Böyle esprilerle konuya yaklaşmak, aslında ayetin ciddiyetini hafifletmeden günümüze taşımanın güzel bir yolu olurdu.

Tarihi Arka Plan

Alimlerin çoğu, Vâkıa 79’daki “Ona, ancak temiz olanlar dokunur” ayetini Kur’an’a dokunmanın abdestli olmayı gerektirdiği şeklinde yorumlamıştır. Ancak bazıları da bu ayeti, “Kur’an’ın hakikatine ancak temiz kalpliler ulaşır” diye tefsir etmiştir.

Yani mesele sadece zahiri temizlik değil, aynı zamanda batıni (içsel) temizliktir. Bu iki yorum, aslında erkeklerin stratejik-pratik ve kadınların empatik-ilişkisel yaklaşımlarına çok benziyor.

Forumda Tartışmaya Açık Sorular

- Sizce Kur’an’a dokunmak için asıl önemli olan abdest mi, yoksa kalbin temizliği mi?

- Erkeklerin stratejik düzen arayışı ile kadınların empatik yaklaşımı birleştiğinde nasıl bir denge oluşur?

- Bugün dijital Kur’an uygulamalarına dokunurken abdest meselesi nasıl değerlendirilmeli?

- “Kur’an’a kimler dokunamaz?” sorusu sadece fiili dokunuş mu, yoksa hakikate erişim anlamında da mı düşünülmeli?

Sonuç: Dokunmak mı, Hissederek Sarılmak mı?

Kur’an’a dokunmak, sadece parmakların sayfalara değmesi değildir. Bu, kalbin ve zihnin dokunuşudur. Erkeklerin çözüm odaklı bakışı, abdestle disiplin kazandırırken; kadınların empatik yaklaşımı, niyet ve gönül boyutunu öne çıkarır. İkisi birleştiğinde Kur’an’a dokunmak, sadece bir ritüel değil, bir bağ olur.

Şimdi soruyu size bırakıyorum: Siz Kur’an’a dokunmayı nasıl tanımlıyorsunuz? Ellerin dokunuşu mu, kalbin hissedişi mi? Forumda hep birlikte tartışalım, belki de bu ayetin hikmetini birlikte daha derin kavrarız.